ameliyathane_mm2

kalça ameliyatı oluş

ameliyathaneye Girdiğimde hissettiğim tek şey endişe heyecandı soğuk soğuk terler döküyor göz kapaklarım büyüdükçe büyüyor tir tir titriyordum kolay mı sevgili sessiz çığlığım hayatımda ilk kez ameliyathane kösesinde tek başıma kalıyordum, evet bebekliğimden beri çok hastaneye gittim hayatımın yarısı açıl köşelerinde geçti, midem bulanıyor top acıle, nöbet geçiriyorum toop acile uçuş artık o kadar fazla alışmıştım ki hastalandığım zamanlar anneme anne beni acile götür diye yalvarıyordum. doktorlardan ufacık bile korkmuyordum hatta onları çok seviyordum bana yardımı dokonuyorlardı çünkü eğer doğuştan engelli olmasaydım kesinlikte doktorluk okumak çok isterdim ama o zamanlar her an annem abim ablam benim yanı başımdalardı bu sefer bambaşka bir rolun içerisindeyim ve başrol oyuncu sadece bendim, öylesine tir tir titriyordum ki buz gibi ameliyathanenin içresinde sevgili Mustafa doktoru asistanı benim titirlediğimi fark etmiş olmalı ki hemen kulağıma üşüyor musun diye sakince fısıltı, ben de nemli gözlerle evet üşüyorum der gibi başımı salladım, temiz yüzlü asistan hemen üzerime beyaz çarşaf örttü en son hatırladığım ses neydi biliyor musun sevgili sessiz çığlığım bütün doktorlar

kendi aralarında bu kız yürümek çok istiyor hadi onu yürütelim, işte o zaman bir damla bile olsun gözyaşları içinde gülümsedim buuuuz gibi sedyenin içinde, evet yürümek istiyorum diye sayıkladım yürüyebilmek çok istiyorum sayıklaya sayıklaya deerin bir uyku eylemde dalmışım tam 4 saat boyunca zor bir ameilyat olmuş biz bir kalça ameliyatı olacağım diye beklerken sevgili Mustafa incesu doktorum iki kalçalarından ameilyat etmiş iki kalçam da eşit bir boyutluluğuyla olmasını talep etmiş tabi 4 saat sonunda zor bir ameliyatın sonuna müthiş bir acı hissederek doktorlar beni tekrar sedyeyle ameliyathaneden yara bere içinde çıkarttılar o an tek hissettiğim şey derin bir ameilyat acısıydı sevgili sessiz çığlığım anlatılmaz yaşanır annem ablam abim beni görür görmez iyi misin mervem diye soruyorlar bilinç altım açıktı ablamları gayret iyi duyuyordum ama acıdan dolayı hiç tepki veremiyordum sadece elimle çok acım var der gibi ayağıma dokunuyormuşum, ablamlar başımda tamam ablam geçecek, her şey yolunda geçecek inşallah canım içi birtanem diyerek beni sakinleşmek için çabalıyorlardı,

sonra mı ne oldu sevgili sessiz çığlığım sonrası tam bir cehennem azabı mide bulanmalar, ağırılar, bir sürü serumlar, uykusuz geceler, dokturlar ayaklarımın durumunu görmek için her gün beni filme götürmeler, tabi şimdi sen hiç babam geldi mi diye merak ediyorsun biliyorum sevgili sessiz çığlığım bir tanrı misafiri gibi geldi evet bana bir kemik sulu çorbası getirip acele acele bana geçmiş olsun dileklerini dileyip o çok düşkün olduğu iş ve sosyal hayatında daldı her zamanki gibi küçük kızını unutup gitti,

ziyaretçilerim çoktu sevgili sessiz çığlığım eski evimiz evka 1ki sevgili ayşe teyzem, ve benim küçüldüğünden beri bayıldığım sevdiğim onunla birlikteyken büyük mutluluk aldığım gülme krizlerine girdiğim alo dayımın sevgili eşi nihal yengem, ablamları saymıyorun bile zaten ablam semih eniştem, abim, zehra yengem, hep benim yanımdalardı, aylardan bir mübarek ramazan ayıydı yan yatakta 11 ya da 12 yaşında olan ayağından ameilyat olan bir kız vardı annesi aliye hanım kızı sık sık tepecik hastanesinde ameilyat olduğu için hastaneye gelip gitmeye çok alışmışlar orada orucu için yemeğini yedikten sonra bir güzel çayını demliyordu tabi sevgili aliye hanım cayından anneme de bana da ikram ediyordu zavallı anneciğim sağlığıyla beni bakabilmek için oruıcu bile tutamadı, eksik olmasın aliye hanımın kızı çok aşrı televizyona düşkün bir çocuktu gündüz akşam o televizyon hep açık olur ve benim zavallı başım aynı bir kazan gibi olurdu, anneme dönüp anne ya lütfen aliye hanımın kızına televizyonu kapatmasını söyler misin ben burada ameilyat acısıyla aşırı dereceyle can çekişiyorum oysa hep televizyon, çok bulamnıştım artık.

neyse ki sonunda aliye hanımlar erken taburcu olup evlerinde gittiler de ben de sessiz sakin ama bol acılı hayatıma dönüş yaptım sevgili sessiz çığlığım aliye hanımlar tepecik hastanesinden çıkış yaptıktan hemen sonra yeni Suriyeli bir hasta geldi benim gibi bir genç kızdı kolundan ameilyat olacaktı ve biz hala oradaydık çok sıkılmıştım artık hastane odasından hiç bir şey yiyemiyordum iştahım de beni terk etmişti yüzüm kaşık kadar küçükcük kalmıştı sadece su ayranla bisküviyle besleniyordum katı yiyecekleri yutabilecek kadar güçsüz ve halsızdım sadece tuzlu bisküviden başka hiçbir şey yiyemiyordum .VEEEEE artık çıkma günüm gelmişti ama çok fena halde evimin kokusunu özlemiştim , nihayet evime dönüyordum Abime haber verdik çıkıyoruz diye sağolsun eniştemde gelmişti beraberce beni usul usul ayagimi incitmeden arabaya bindirdiler ve evimin yolunu tutmuştuk ve sevgili annemle zorluklarla dolu yeni zorlu hayatımıza merhaba dedik…

Comments are closed.