251505695_1331832583941016_3651371461985848405_n

hayat bir gün o da bu gün

ilk öncelikte Bismillahirrahmanirrahim.

yazılarıma baya bir süre ara verdiğim için birazcık filmi başa saracağım inşallah başarılı olurum sevgili sırdaşım seni öyle özledim ki sana yazmayı sana içimi kalbimi yüreğimdeki sessiz çığlıkları tek sana dökmeyi öylesine özledim ki, ama artık hasret sona erdi ve efsane geri döndüüüüü.

ben mervenur emer 26 yaşında 1996 doğumlu doğma büyüme İzmirli ailenin en küçüğü tabi aynı zamanda canım annemin en kıymetli bir kızıyım kıskanalar çatır çatır kıskanabilirler hiç problem değil hahahey… şaka şaka canım anneciğim hak ettiğimizden daha fazla sevgi şefkat verir canım anacığım benim üç kardeşiz abimle ablam var abim web siteci güzel bir işyeri var, ablam da özel bir şirkette Finans üzerine çalışıyor babamı soracak olursan sevgili defterim onunla çoktan hayatlarımızı ayırdık yani senin anlayacağın sevgili defterim bekar mutlu aileyiz, ablam de aynı şekilde bekar mutlu bir aile kızları zeyneple reyyhanla birlikte, abim Zehra yengemle evli iki tane en güzeli elif defne ile oğlu kerembatu var, evettt sıra gelsin kendimden bahsetmeme ben bedensel engelli olarak açtım gözlerimi. dünyada doğum sırasında boynuma kordan dolanmış yürüyemiyorum konuşamıyorum, 5 aylık hitaben devamlı olarak özel eğitime gidiyorum fizik tedavi alıyorum yürüyebilme şansı adıyla bir kalça protezi ameliyatı oldum ama maalesef pek başarılı gelişmedi daha anneme ve tekerlekli sandalye,ye bağımlı halde geldim ameliyattan önce en azından yerde V şekilde oturarak yemeğimi kendim yer yatağıma kendim yatardım, ama kalça protezi ameliyatı sonrası bütün bunları gerçektiremez oldum sevgili defterim ama ben yine de allaha binlerce şükür ediyorum sonuçta başımı sokacak bir evim beni her halimle seven asla ama asla bırakmayan biricik ailem var hayattan daha başka ne isteyim ki ailemin sağlından başka. en büyük tutkum boccia, boccia bütün ağır bedensel rahatsızlığı olan herkesin yapabileceği spor dalı sevgili defterim. Boccia, serebral palsi hastalığı bulunan kişiler tarafından oynanmak üzere tasarlanmış bir strateji ve doğruluk oyunudur. Bu spor artık motor becerileri etkileyen engelleri bulunan sporcuları da içermektedir.Bu spor oyuncuların renkli topları, “jak” olarak bilinen beyaz bir hedef topuna mümkün olan en yakın mesafeye atarak ya da yuvarlayarak oynadıkları düzgün bir yüzeyde oynanır. Jak topunun yakınına en fazla topu yerleştiren oyuncu, çift ya da takım oyunu kazanır. Takım maçlarında altı bölüm oynanırken, bireysel ve çiftler maçları dört bölümden oluşur. Her bir bölümden sonra “jack” hedef topuna, topu en yakın olan sporcu, çift veya takım 1 puan alır ve “jack”e rakiplerininkinden daha yakın olan her bir top için artı bir puan alırlar.

Her bir sporcu, çift veya takım her bölümde altı top “atar”.yani tamamen odaklanma ve ince düşünebilme oyunu sevgili defterim. her ilçeden takımlar oluşturulur, her sene çeşitli ilçelerde boccia Turnuvası yapılır maçları kazananlara törenle kupa ille madalya verilir, ben Gaziemir sporcuyum sevgili defterim antrenörümüz sevgili kemal hocamız haftada iki gün ahmet taner kışlalı spor salonunda antrenmanlar yapıyoruz baya bir kalabalık takımız can. cansu. enis. oğulcan. ben. yavuz. murat abi. remziye. barış. hasan. Hacer aslında ben bu takımın içeresinde henüz yeni sayılırım eskiden bucada oturduğum için bu takımın içinde değildim bu sporu ilk buca engelliler derneğinin başkanı gündüz kaptanım tanıttı sevgili yeliz hocamız vardı buca engelliler derneğinde küçük bir grup oluşturup antrenman yapardık berrin abla, enes, Mustafa, kardelen, hasan, hatta ilk turnuvaya buca takımla Antalya’da katılmıştık ama ilk turnuvamız olduğundan kazanamamıştık ama o sihirli ortamın içerinde olmak o duyduğun tat heyecan bambaşka bir sihir, tabi o zamanlar bütün ana kuralları bilemediğimiz için kazanamamıştık topu öylesine bilinçsiz bir şekilde atıyorduk işte ne tarafta giderse…, ama hiç öyle basit kolay bir spor değilmiş sevgili defterim bunu kemal hocamın antrenmanlarında anlamış bulunuyorum her hafta antrenman sırasında hep yeni atış yöntemleri öğretip âdeta bilinçaltımıza kotlamaya çalışıyoruz cansunun babası sevgili nuri abimiz ve sevgili kemal hocamız bizlere öğrenme konusunda büyük yardımcı oluyor, hep hangi ve kaç numara rampanın neresinden atarsak nereye kadar ulaşır tabi benim zalim aklım birazcık kıt olduğu için her seferinde unutuyorum canım anacuğum tek unutmayım diye reyhanın yazı tahtasını ödünç alıp odama koyup rampamın aynısını çizdi üç numaralı top kaç metreye gider 5 numaralı top kaç metreye gider şekil şekil çizdi evet geçen seneki kocaeli turnuvasında kazanamadım ama bu yepyeni tentemiz bir 2023 yılında kazanmayı gurur içinde kupayı havaya kaktırmayı ümit ediyorum ..,sevgili defterim ve en çokta annemi gururlandırmayı çok istiyorum sevgili defterim çünkü annem böyle bir anı gerçekten çok hak ediyor her hafta benimle birlikte spor salonuna kadar yürüyerek gelip beni çalışırdığı için.

evet bugün ocak ayının üçüncü günü oldu bile ,yani yeni yıla 2023 yılına gırdık. Hakkımızda hayırlı olsun yeni yılımız,2023 yılına merhaba dedik. Yeni yıl, yeni heyecanların, umutların filizlendiği günlerin mucizedir 2022 yılı geride kalırken yeni hedefler, yeni istekler, umutlarla ‘Hoşgeldin 2023.Yeni yılın en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması ve yeni yılı tüm dünyaya ümit saçan gülücüklerle karşılamamız dileğiyle. Sağlığın, başarının, mutluluğun eksik olmadığı yepyeni bir yıl bizi bekliyor! Yeni yılımız kutlu olsun sevgili defterim! bu yıl gerçekleştirdiğim en iyi ve en cesur yaptığım şey kendi başıma dışarıya çıkmam oldu, tabi bizimkileri ikna etmem baya zor oldu, geçen yaz boyunca zavallı annemin başının etinin yedim artık kaç yaşında insan oldum daha ne kadar her yere benim peşimden gelip duracaksın akülü arabamla özgür bir birey olmak istiyorum artık deyip Allahlın her günü evde isyan çıkarıyordum, annem iyi güzel söylüyorsun ama kızım sen kendini anlatamayan bir insansın başına bir şey gelse ben polise ne derim deyip duruyor tabi beni çaldırıyordu,

sonra bir aşure ayında bütün takım fatih annesinin evinde aşure yerken bu konuyu sevgili kemal hocama açtım, telefonuma kemal hocam ben size bir şey danışmak istiyorum bir aklı başına engelli birey olarak tekbaşına dışarıya çıkamaz mı diye sordum, bu sorumla birlikte herkesten sorum hakkında yorum gelmeye başlamaz mı. kemal hocam tabi ki çıkabilirsin masala nereye gitmek gidiyorsun diye sordu, ben heyecan içinde akşamları gazemirde yakın bir çevre içeresinde akülü arabamla yürüyüşe çıkmak istiyorum hocam dedim. o sırada sevgili Cansu’nun babası nuri abi konuya dahil oldu madem öyle diyorsun merve ilkönce on defa evinizden en yakın bir yere akülü arabanla gidip eve döneceksin hemen anneme döndü mervenin en yakın gidebileceği neresi var birgül abla dedi, annem oturduğumuz evin tam karşısında çocuk parkı var nuri bey dedi, bu sözün üzerinde hemen sözlerini ekledi, tamam işte merve ilk on gün iki hafta akülü arabanla parka gidip döneceksin sonra arda meydanına gidip geleceksin dedi, o sözlerden sonra beni tutana aşk olsun…

hemen ertesi günü sabah sabah ben tabi ki sokağa fırladım, ama beni park kurtarmaz orası az gelir bana dedim anneme dooooğru meydanda bir cay içmeye gittim, bu arada ilk kez dışarıda yalnız başıma bir şey içiyordum süper bir şekilde kendime olan özgüvenim artıyordu, abimler diyordu nasıl içebiliyorsun kızım ya allah korusun üstlerinde dökülse alev alev yanacaksın oracıkta diyordu, ben de bu hayatta ilk adımı atamaz hep hayatın gerisine kalmaya mahkum kalırsın abi diyordum.

başladım her akşam arda meydanında çay içmeye tabi şimdi bana nasıl çay istediğimi soracaksın doğal olarak sevgili defterim, kendimce şöyle bir çözüm yolu buldum telefonumdan notlar bölümünde açıp kardeşim veya hanımefendi, beyefendi bana saplı bardakta üç şekerli bir çay getirip bir de rica etsem pipeti ortasından biraz Keser mısınız diyorum. onlarda tamam deyip kesiyorlar sağ olsunlar, işte sevgili defterim böyle böyle Gaziemir’in her bölesinde gitmeye başladım porta kafe girmediğim bir kafe kalmıyor hatta cuma günleri alışveriş yapıyorum.
sana bir sır vereyim mi sevgili sırdaşım sen hep hayatın hep ucunda durursan hayat da senden uzak kanerında kalıyor ama sen zor bütün gücünle hayatın içinde durmaya devam edersen önce yüce Allahın iziniyle sonra cesaret gayretinle açamadığın kapı kalmıyor yani her şey her çözüm bizim elimizde sadece biraz destek ve özgüven bütün bunlar içimizde olduktan sonra başaramadığımız hiçbir kalmaz, bütün bu yazdıklarım tüm sevgili engelli dostlarıma örnek olsun istiyorum hayat bir gün o da bu gün…

Comments are closed.